Ahşap Boyama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ahşap Boyama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mayıs 2016

25 Kuruşluk Star:))

Yazının başlığını son anda bu şekilde değiştirdim. Gazetelerdeki bazı alakasız haberlere, alakasız başlık atarar ya, onun gibi oldu biraz:))

Bit pazarının yerini öğrendiğimizde sık sık uğrar olmuştuk. Yine öyle bir günde bu iki tane ahşap yıldızı almıştım. Sanırım tanesi 25 kuruştu. Öylece durdular bir süre. 

Yılbaşı dekorasyonu için melek ve çan aksesuvarları alıp ahşap askılığa astığımda yıldızların bunların yanına yakışacağını düşündüm ve yıldızları beyaz, uçlarını da yaldız boya ile boyadım, arkasından silikon tabanca ile ince urgan ipinden taktım ve diğer aldıklarımla  takım haline getirdim. Yıldızlar değerlendi, pano kalabalık ve güzel oldu. 
Siz de elinizde olanları değerlendiriyor, kendinizden birşeyler katarak mutlu oluyorsunuz değil mi?
Çünkü böyle olunca hem maliyeti daha düşük, hem de kullanması daha keyifli, emin olun. 

Bloguma yeni geliyorsanız biraz dolaşırsanız bu gibi örneklerini bulabilirsinz, ben de geri dönüşüm çalışması çok:)








Bilgi olarak yazayım. Bursa'daki Bit Pazarı Vakıfköy'e taşınmış.
Bize epey uzak, ne zaman gideriz bir daha bilemiyorum. 


Mutlu ve sağlıklı geçsin günleriniz...



15 Eylül 2015

Bit Pazarı ve Sehpanın Geri Dönüşüm Hikayesi...

Haftasonunda havanın da serin olmasından faydalanarak son zamanlarda müdavimi olduğumuz Bursa Soğanlı Bit Pazarı'nda aldık soluğu. 
En uzun bu pazar dolaşmışızdır, hem hava serindi hem de çok tezgah açılmıştı. İlginç şeyler bulmak mümkün sabırlı olmak gerek sadece. Hiçbirşey almasanız gezmesi bile keyifli, benden söylemesi:)
Öyle bakına, bakına yürürken bu bambu sehpayı gördük. Dikkatli bakınca, ki niye baktığımızı, niye fiyatını sorduğumuzu bilmiyorum. Hiç aklımızda ve ihtiyacımız yokken paraya kıydık, aldık. 2 TL.:))
Nasılsa şekle, şemale sokabilecek malzeme ve insan gücü var;)


kendin yap
Bir yatak odasında...
Bir salonda...
bambu sehpa
Temizlik, zımpara, su bazlı boya ile boyama ve ince urganlarla sarıp sarmaladıktan sonra işte bambu sehpamız böyleyken, böyle birşey oldu. Bir salona getiriyorum, bir yatak odasına götürüyorum. Gezeriz biz bununla artık:) 
Güzel bir kendin yap, do it your self projesi oldu, çabuk bitti. 
Ne yapıyoruz bit pazarından almasakta eskileri atmıyor, değerlendiriyoruz...

Bursalılar veya yakın civarda olanlar, yolu Bursa'dan geçenler "Bursa Soğanlı Bit Pazarı"na gidin, gezin derim. İlginizi çeken birşeyler bulabileceğinizi düşünüyorum. Bulamazsanızda dolaşıp, sonrasında hemen karşısındaki Soğanlı Botanik Parkı'na gidip doğayla başbaşa birkaç saat geçirebilirsiniz.


Keyifli geçsin gününüz...

Bilgilendirme...
İnstagramdaki @nagehanoge olan kullanıcı adımı nihayet @asortik olarak değiştirdim. Bilginiz olsun:) Biliyorsunuz facebookta da asortik...



5 Eylül 2015

Bilgisayar masası, yemek masası oldu...

Yıllar önce bilgisayar masası olarak kullandığımız masa artık yemek masası olarak hizmet ediyor bize:) 
İlk fotoğrafını bulamadım fakat, çekmeceleri falan olan, bildiğiniz ofis masası gibi bir masaydı:)
Marangoza durumu izah edip birkaç yıl önce normal masa yaptırmıştık. İstediğimiz gibi bir masa olmuştu ve benim atölye odamda az işimi görmedi:)

Bıdk ve Boncuk üzerinde poz vermeseler olmazdı:))
Sonrasında minicik bir eviniz oluyorsa herşey şekil değiştirmek zorunda kalabiliyor:)
Eviniz küçükse, dekorasyon konusunda herhangi bir yardım almadıysanız zaman içerisinde çözüm buluyorsunuz bir şekilde. Bunun için biraz zamana ihtiyaç var hepsi bu kadar. 
Artık zaman konusunda herhangi bir problemim yok, emeklilik günlerimi böyle faydalı, evimize katkı sağlayacak şekilde değerlendiriyorum. Ve bu masa artık evimizde yemek masası olarak kullanılacaktı.  


Hemen kolları sıvadım, yıllarca üzerinde boya çizik vs olan masayı zımparalayarak hazırladım ve beyaza boyadım ve sonrasnda turkuaz renge boyadım. Budak aletiyle desen vererek tamamladm. Çok keyifli ve kısacık zamanda tamamlanan bir proje oldu. 

Resim yazısı ekle

Sandalyeler önceleri mutfak masasının beyaz sandalyeleri idi onları da aynı turkuazla boyayarak, bir de vernik atarak ve bir  de kaplayarak masaya uygun hale getirdim.
Ve işte yeni yemek masamız ve sandalyelerimiz kullanıma hazır.

Bir ahşap  boyama, eskiyi değerlendirme ve kısaca do it your self yani diy projesinin daha sonuna geldik, mutlu hafta sonları:))



30 Ekim 2014

Ahşap Sandalye Boyama

Ablam, her zaman uzun ve bakımlı tırnaklarına sarı ojelerini sürdüğü, sarı-yeşil desenli elbisesini ve yüksek dolgu topuklu sarı ayakkabılarını giydiği gün, evet sanırım o gün bir an önce büyümek, tırnaklarımı uzatıp, oje sürmek istemiştim.
Çünkü o günü hala daha dün gibi hatırlarım. Nasıl etkilendiysem artık bilemiyorum:)) Oysa her zaman bakımlı ve gayet şık giyinirdi. Farklı herşeye ilgi duyuşum küçük yaşlarıma dayanıyor demek ki.

Yıllar geçipte büyüdüğüm ve iş hayatına ilk başladığım zamanlarda hiç üşenmem, abartısız her gün ojelerimi silip yenisini sürerdim. Tırnaklarım tabiki hep uzun. O zamanlar en büyük üzüntümü tırnağım kırıldığı zaman yaşardım. Ne güzel bir üzüntü değil mi??
Bir gün aklıma ablamın sarı ojeleri geldi. 80'li yılların ortaları, Bursa'da neredeyse sormadığım kozmetik dükkanı kalmadı. Sarı oje var mı? diye sorduğumda tuhaf tuhaf yüzüme bakıyorlardı. Bir kozmetikçi araştırayım uğrayın, geldiyse alırsınız dedi ve gerçekten birkaç gün sonra bulmuştu, mutlu olmuştum. Kullandığım dönemlerde çok ilgi görmüştü, çünkü kullanan kimse yoktu. En azından benim çevremde. Çok sükse yapmıştım çok:)) 
Sarı oje sevgim hiç bitmedi, hala severek kullanıyorum.

Sarıyı sanırım boya işlerinde kullanmayı seviyorum. Ortaya bu sonuç çıktı, bugünlerde herşeyi sarıya boyamama bakarsak eğer:) 
Bugünlerde dekorasyona da sıçradı bu sarı sevdam. Ahşap büfe boyama işimi anlatmıştım burada
Madem dolap beyaz oldu, bari camları sarılı olsun istedim ve oldu. Büfenin cam boyamasıyla ilgili bilgiye de buradan ulaşabilirsiniz.
Camları tamamladım bir çerçeve değerlendirmek istedim ve onu yaparken bir yastık derken bir sarı sevdadır aldı başını gidiyor. 

Ve en son işte bu sandalyeyi boyadım.
Sandalye küçük ablamlarda terkedilmiş olarak duruyordu. 

Bizde yeniden hayat buldu:))








Sandalyeyi boyayıp instagramda paylaştığımda canım yeğenim yağmur'la şöyle bir yazışma yaşandı aramızda:))

Sandalyenin ikincisi de var almayı düşündüğüm, verirler mi sizce?? :))

Güzel ve mutlu geçsin günleriniz.




21 Ekim 2014

Cam ve Kumaş Boya, Baskı İşlerim

Bir süredir devam eden sarı sevdam büfemi boyayınca camlarında son bulacak zannettim. Son bulmadı artarak devam ediyor, birşeyleri sarıya boyama isteğim var, boyuyorum da. 

Büfe boyanıp sıra camlara geldiğinde, o ana kadar düşündüğüm ve yaptığım çalışmaların hiçbiri hoşuma gitmedi. Üç farklı çalışmadan sonra nihayet şu anda kullandığım deseni çok beğendim ve işte bu dedim. Birkaç gün önce bu ve benzeri uygulanmış desenlere "ikat desen" dendiğini öğrendim. Biraz incelediğimde çok beğendiğim ama adını bilmediğim bir akımla karşılaştım. 

İkat, genel olarak dokunmadan önce ipliklere uygulanan su geçirmeyen ve neme karşı gelebilen bir maddeyle hazırlanan çözgünün belirli aralıklarla sıkıca kapatılmasıyla uygulanan bir boyama tekniği. Pek çok kültürde yeri olan bu teknik en sık Arjantin, Meksika, Ekvator, Bolivya ve Türkiye’de kullanılıyor. Hindistan, Tayland ve Japonya kültürlerinde de önemli yeri var.

İkat, tekstille başlayıp şimdilerde her amaç için kullanılabiliyor. 

Bu kısacık bilgiden sonra konumuza geri dönelim. 

Cam üzerine desenimi nasıl uyguladığımdan bahsedeyim, fotoğraflarla.

Önce desen şablonundan A4 kağıdına birkaç tane çıkış aldım ve bantla birbirine yapıştırdım, cam boyu kadar. Camın altına kağıtları düzgün bir şekilde yerleştirdim. 





Straforla çıkardığım kalıpları kullanarak tek tek her desenin üstüne bastım ve kurumaya bıraktım.


Kuruduktan sonra beyaz boyayarak işlemi tamamladım.

Birkaç gün sonra bir çerçeveye uygulamaya karar verdim


Ve gördüğünüz üzere evde olan bir çerçevenin camına, camının kurumasını beklerken, kumaşa da uygulayarak takım yaptım:)) Yastık henüz dikilmedi:)

İşte herşey bu kadar basit. Basit ama güzel. Mühim olan da bu değil mi zaten?? :)

Bu arada, sarı sevdam hala devam ediyor:))
Çerçeve camını boyarken...
Kumaş boyarken de, aynı kalıp ve aynı boyayı kullandım:)
































Sevgiyle kalın,
hoşçakalın



13 Ekim 2014

Kahveden-Beyaza... Büfe Boyama

Sizler için küçük olabilir ama benim için büyük bir projeyle karşınızdayım:)
6 yılda, 5. ve kendi evimize taşınırken evin ufak olması sebebiyle yemek odası, yatak odası ve kullanmayacağımız eşyalarımızı bırakmıştık. Bıraktık derken oturduğumuz apartmandaki bodruma koyduk. Aynı sitede başka bir bloğa taşınıyorduk. Birçok eşya gibi sevdiğim parçalar da orada kaldı, benim aklım da onlarda. Konsol, Büfe (gümüşlük), yemek masa ve sandalyeleri, gardrop hariç yatak odası takımı. Zaman içerisinde birçoğunu ihtiyacı olanlara vererek eşyaları azalttık. 
Büfeyi teklif ettiğim herkes istiyor fakat yerleri olmadığını, belki daha sonra alabileceklerini söylüyorlardı. İyiki de yerleri yokmuş:)) 
Bir dolap eksikliğini farkedince hemen aklıma düştü büfe.
Evet o büfeyi değerlendirebilirdim evde. İhtiyacımı karşılayacak büyüklükte ve güzellikte. Boyama sebebim, güzelliğe, güzellik katmak istedim sadece, hepsi bu.
Hani derler ya, kırmızı olsun üç kuruş fazla olsun. Benim için de beyaz aynen öyle:)
O zaman işe koyulmak lazım. Zımpara, boya, fırça ve rulo fırçamı alarak gittim diğer apartmanın bodrum katına. 
Zımpara işlemi bitti ve her tarafını nemli bir bezle silerek temizledim, boya işlemine hazır hale getirdim. 
Ve ilk kat boyasını attım. İlk kat boyasını attıktan sonra babamın rahatsızlığı, vefatı, tatil, çekilmez sıcaklar derken neredeyse 3 ay sonra gidip ikinci kat boyasını attım.  İkinci kat boyadan sonra anladım ki camlarını çıkarmam gerekiyordu. Bir sonraki boyamaya giderken yanımda gerekli malzemeleri götürdüm. Bana göre gereksiz sayıda takılan çivileri söktüm. İşim biraz daha kolaylaşmıştı. Ama yine de çok kolay olmuyordu. Her yere rulo girmiyor, fırça kullanıyorum. Avucumun içi su toplamıştı fırça kullanırken:) 
Sonra üçüncü kat... Sonra dördüncü kat derken sona yaklaşmıştım. 


Adım, adım ilerliyorum:)


Büfeyi, büfe olarak değil de, dolap olarak kullanacağım için camlarını kapatmayı düşünüyordum. Bir yandan dolabı boyarken, camları eve getirip 3 farklı çalışma yaptım. Hiçbirini beğenmeyip finali bu şekilde yaptım, nihayet:)



Son olarak büfeyi de eve getirince geriye camları yerlerine takmak dışında, yapacak birşey kalmamıştı. Şimdilik içine hobi malzemelerimi yerleştirdim. İstersem salona alırım, istersem yatak odasına alırım, istersem burada bırakırım. Biz gezeriz bununla artık.

Evet biraz uzun ve zorlu bir süreçti fakat herşeye değdi. Sonuçtan çok memnunum. 




Büfeye vernik atmadım. Kim bilir, belki birgün, başka bir renge boyamak isteyebilirim:)

Kullandığım malzemeler: 
Zımpara
"Polisan matrix lux x1 anti aging kokusuz parlak" boya
Rulo Fırça
Normal fırça

Malzeme değil ama çokça insan gücüne ihtiyaç var, bunu da unutmamak lazım:)

Bir önden, bir de yandan görüntüsü böyle. Dağınıklık için kusura bakmayın lütfen. Taşınma esnasında çektiğim bir fotoğraftı.


Beni mutlu eden bir projenin daha sonuna geldik,
hepinize güzel birgün, mutlu bir hafta diliyorum:)







22 Eylül 2014

Keçe ile eğleniyorum...

Ne zaman, ne yapacağı belli olmayan ben, zaman zaman da keçe ile uğraşıyorum. Birsürü kırpıntı keçe kalıyor. Atmamıştım onları. Geçen akşam oturdum iyice kırptım ve ahşap kutumun kapağını bu şekilde, önce tutkallamak suretiyle kapladım:)


Kahverengi olan kutuyu da beyaza boyayarak işlemi tamamladım. 
Sizlerde atmayıp herhangi bir şekilde değerlendirebilirsiniz keçelerinizi. 

Rengarenk geçsin haftanız...





17 Eylül 2014

Baba-Kız Ortak Çalışmamız...

Ben almadan önce babama ait bazı küçük el aletlerine evsahipliği yapıyordu bu minik sandık. 


Ben aldıktan sonra kullanım şekli değişti, ekmek kutusu olarak hizmet veriyor. 



Uzun zaman önceydi gözüme kestirmiştim bu minik sandığı. Yok sıkıştırılmış kağıt, mdf, laminant vesaire, vesaire bitmek bilmeyen türlü türlü malzemelerden yapılmış ürünler her yerde. Bu sandık bildiğimiz ahşap, doğal. En doğal haliyle hem de.  Nasıl yapıldığını bilmiyorum. Sandığı da babam yapmış olabilir. Müstakil evlerinde her türlü alet-edavatın olduğu yerde bunu yapmak nedir ki?? Tahtaları her nereden bulduysa, testereyle kesmiştir, birleştirmiştir, çakmıştır, bir de ona kapak yapmıştır. İşte sana sandık.

Son yıllarda en çok yaptığı şey küçücük küçücük kutular yapmaktı. Her gittiğimizde hediye ederdi bize. Ablamlara ve bana. Bir süre sonra birsürü irili ufaklı kutum olmuştu. Birkaç tanesini attığımı itiraf etmeliyim, şimdiki tüm pişmanlığımla. Ama bazılarını da çok güzel değerlendirdiğimi söylemeliyim. Neyse biz sandık mevzuuna geri dönelim. Sözkonusu babam olunca yazmak istiyor da, istiyor canım... 

Canım (rahmetli) babamdan istedim minik sandığı, tabi alabilirsin dedi. Ben de hakkını vermek istedim. En iyi nerede kullanabilirdim. Mutfakta, hem de ekmek kutusu olarak. Bize özel olmalıydı. Oldu da...

Yapılan işlem transfer baskı. Tasarımı tamamen bana ait. En çok hoşuma gidendir, bir örneğinin daha olmaması. Herşeyi el emeği baba-kız ürünü.

Teşekkür ederim babacım. Seni unutmak mümkün değil elbette, ama her an hatırlamak için o kadar çok sebebim var ki, bu sandık onlardan sadece bir tanesi.
Mekanın cennet olsun birtanecik babam benim...

İçine işlem yapmadım, orijinal haliyle kullanıyorum.


Evlilik tarihimiz:))
 




Minik sandığı tamamladığımda babam hayattaydı ve görmüştü. Çok mutlu olmuştu. Ben hala çok mutluyum. 

Sevgiyle ve sevdiklerinizle kalın...


20 Mart 2014

Ahşap Sandık

Hiçbirşey anlamadan bir kış mevsimini daha geride bıraktık ve bahara merhaba dedik. 
Her bahar olduğu gibi içim coşku dolu. Keyfim yerinde. Sağlığım yerinde. Geçen gün bahsettiğim diz ağrılarımdan da eser yok. Röntgen ve kan testi sonuçlarından da birşey çıkmadı. Neydi o ağrı analamadım ama geçti gitti, çok şükür. 
Geçen yıl minik mdf sandığı bu şekilde boyadım, kapladım, süsledim. Nihayet fırsat bulup yayınlıyorum. Mekan Tasarım'da.

Aynı dönemlerde yaptığım diğer sandık çalışmama da buradan bakabilirsiniz. 
Sandık çalışmamdaki güllü resim bahar coşkusunu artırıyor bende, bilmem sizde de öyle mi?




Burada da ikisi bir arada:)




Sandık dediğime bakmayın, kutu desek daha doğru olur. Ama şekil itibarıyla sandığa çok benziyorlar:)

Sağlıklı, keyifli, mutlu geçsin günleriniz...



20 Şubat 2014

Ahşap Pano

Merhaba güneşli bir Bursa gününden. 
Sanki bugün Şubat'ın 20'si değil. Sanki bugün Nisan gibi, Mayıs gibi. Bu güneş hoşuma gidiyor elbette ama endişelerim hala yerli yerinden duruyor. Neler oluyor? Bizi neler bekliyor? Nasıl bir kış mevsimi geçiriyoruz. Kar, kış, yağmur, çamur, fırtına ile uğraşmamız gerekirken günlük güneşlik hava!!!!!
Doğa bizi ödüllendiriyor mu, cezalandırıyor mu? Anlamadım.



Bugün ilk hamur kabartma deneyimimle bir ahşap pano yapmıştım. Hamur kabartmada aslında ne kadar acemi olduğum bal gibi ortada:) Bu panoyu yaptıktan sonra Ece Aymer'in seminerine katılıp görmüştüm asıl hamur kabartmanın nasıl yapıldığını ve güzel bir çalışma da yapmıştım, buradan bakabilirsiniz. 
Kendimce teknikler uygulamıştım. Böyle birşeyi biryerde gördüğüm için değil, deneme amaçlı yapmıştım. Ahşabı boyadıktan ve kuruduktan sonra. Nemli ellerimi üzerinde gezdirdim ve gazeteyi alıp üzerinde bir süre bastırarak tuttum. Boyaları ahşaba geçmişti ve güzel lekeler oluşturmuştu. Hoşuma gitti:)) Böyle bir teknik kullanılıyor mu? Kullanılıyorsa adı nedir? Bilenler bu konudaki fikrini belirtirlerse sevinirim. 
Daha sonra kelebekler, çiçekler, kurdeleler, danteller v.s. derken sevdiğim bir pano oldu. Kısa bir süre sonra arkadaşımın dükkanında Amerika'ya hediye götürülmek üzere satıldığını duydum:))
Güzel günlerde kullansınlar. İşte bu panomun hikayesi de böyle. 

instagramdan takip etmek isterseniz, kullanıcı adım... nagehanoge



Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız ve sağlığınız iyi olsun:)


20 Ocak 2014

Hem Mor, Hem Puantiyeli...

Merhaba, 

Yılları, ayları, günleri uğursuz olarak nitelendirmem. Ama talihsiz bir hafta olduğunu söyleyebilirim. Geçen hafta üç yakınımızı kaybettik. İki kuzenimin eşi ve bir de babamın kuzeninin eşi. Kısmet diyelim, kader diyelim. Mekanları cennet olsun, nur içinde yatsınlar... 

Herşeyle ilgili hevesim kaçıyor bir anda, "aman yapacaksında ne olacak, işte herşey boş" diyorum. Sonra toparlıyorum kendimi hayatının bir anlamı olmalı. Gezeceksin, yiyeceksin, içeceksin, sohbet edeceksin, çalışacaktın, zevklerin, uğraşların olacak. Oturup ölümü bekleyecek değilsin ya diyorum. Hayat bazen çelişkilerle dolu. Ne yaşıyorsak hemen o ruh haline bürünüyoruz. Önemli olan bir an önce toparlanmak. Çünkü hayat devam ediyor. Allah hiçkimseye içinden çıkamayacağı, başedemeyeceği olaylar yaşatmasın.

***

Evet gelelim bugünkü yayın konumuza.
Ahşay boyama ve süsleme.

Hem mor, hem puantiyeli:))


Aylar önce iş arkadaşımın kızı Ecem için yapmıştım bu kutu çalışmasını.



Ecem mor seviyor, puantiye seviyor. Bende puantiye sevenlerden:)) Önce onun için görselleri bir araya getirdim ve tasarım yaptım, puantiyeleri unutmadım:) Kutuya uyguladıktan sonra gelsin dantelller, kurdeleler... 

Tasarımı tamamen yapıp kutuya kaplama yaptım. Sonradan puantiye yapmaktan daha kolay ve düzgün. Malum benim puantiyeler her zaman bu kadar muntazam olmuyor. 

Ablamdan da kurdeleden gül yapmayı öğrenmiştim. Onu da yapıp uyguladım.






Ben beğendim, Ecem beğenmiş, umarım sizlerde beğenirsiniz:)

Hepinize güzel bir hafta diliyorum. Sağlıklı, mutlu, keyifli...





11 Aralık 2013

Laminant Parkeden Yoyolu Ahşap Pano (DIY)

Merhaba, 
Birkaç ay önce annemlerde gördüm laminant parke tahtasını. 
O zamanlar her gördüğüm ahşabı boyama merakı tavan yapmıştı bende. Aldım getirdim eve. Epey durduktan sonra, sadece tahta olmaktan çıkıp, bir pano haline dönüştü. 
Üzerindeki yoyoları, yine nasıl yapıldığını merak edip yapmıştım, birsürü. Henüz bitiremedim, gerektikçe kullanıyorum:) Buradaki poşet kutusunu yaparken de kullanmıştım.
Bu yaz evimize taşınırken birsürü artan laminant ve değişen mutfak dolap kapaklarından tahtalar vardı. Ama o telaşlı günlerde, o kadar sıkılmıştımki herşeyden, gözüm hiçbirşey görmek istemiyordu, hepsini elden çıkardım. Oysa başka zaman olsa nasıl toplardım ben onları. Sadece bir tane mutfak dolap kapağının camlı olanını saklamıştım. Onuda değerlendirdim bir şekilde. Bir ara onuda yayınlarım. 
Ve işte yoyolu, ahşap pano...




Beyaza boyadım. Yoyolardan çiçek, biraz keçeden dal ve yaprak, birazda dantel kullanarak tamamladım. En azından hiçbir işe yaramayacak olan bir tahta değerlendi:))






Sağlıklı, mutlu, neşeli ve keyifli günleriniz olsun...



29 Kasım 2013

Ahşap Konsol Boyama...

Fazla ara vermeyeceğim demiştim. Sözümü yerine getirmek isterim:))
Herkes iyi ve keyifler yerindedir umarım. Sağlıklı, mutlu günleriniz olsun her daim...


Bir önceki yayında bahsetmiştim bayram tatili için istanbul'a gittiğimizde bol bol boyama yaptığımı. Boyanan iki parça ama, büyük parça:)) Dışarı çıkacağız hemen koşup bir kat boya atıyorum. Eve geliyoruz hemen ikinci katı atıyorum. Üç, dört derken böyle gezme tozma aralarında boyadım gitti:)) Önceki yayında ayakkabı dolabıydı. Gözatmak isterseniz şuraya bir tık:))

Şimdi sıradaki gelsin: Konsol 
(tv dolabıydı, ama hiç o amaç için kullanılmadı)

Bol bol fotoğraf var yapım aşamalarına ait. Yine şöyle karşıdan düzgün bir öncesi fotoğrafı yok maalesef. Balkonda başlamıştım boyamaya, sonra biryerlere sığamayınca apartmanın girişinde geniş bir alan var. Orada tamamladım boyamalarımı:)

Ahşap boyama yapım aşamaları: 
Ayakkabı dolabını iyice zımpara yaptık.
Astar boya ile bir kat boyadım. 
Sonrasında sanırım 3-4 kat "Polisan matrıx lux x1 anti aging kokusuz parlak" boya ile boyadım. 







Önüm-arkam, sağım-solum sobe. Pardon mobilya:))))



 







 Bu da bitti:))



Ve geceyarısı tamamen kuruyan mobilya yerine alınır, kapakları ve kulpları takılır, yerine konur:)) Ev bayrama beyaz beyaz girdi:))
En güzel günlerde kullansınlar. 







Herkese kucak dolusu sevgiler, 
iyi hafta sonları...