26 Mart 2013

1 Sitem, 12 Nutellalı Browni:)

Bugün hiçbirşey yayınlayacak durumda değildim, yoğunum çünkü. Fakat gelen yorumlara cevap yazarken aklıma gelen konuyu ve ardından malzemesi çok az, yapımı kolay ve lezzetli nutellalı browni tarifini vermek istedim.


Hepsi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, ama bir kısım blogger "bloğunuz çok güzel, izlemeye aldım, sizi de beklerim" ve altında blog adresleri bulunan yorumlar. Bu yorumları o kadar samimiyetsiz buluyorum ki. Beni davet etmeyin, blog adresinizi hiç bırakmayın, ben gelirim... İzleyici sayısını artırmak için başka yöntemler bulsalar keşke. 
Sizlerde benimle aynı şeyleri mi düşünüyorsunuz acaba, yoksa ben takıntımı yaptım bunu. Bu konuya şöyle bir cümleyle son vereyim. "Samimiyseniz gelin"... 

Neyse döktüm içimi rahatladım biraz:))

Can sıkıcı mevzuyla canınızı sıktıysam eğer işi tatlıya bağlayalım, ne dersiniz?:))

O zaman bir süre önce vintage duygular blogunda gördüğüm ve aslında hemen denediğim ancak şimdi yayınladığım güzel bir tarif vereyim.



Nutellalı Browni Malzemeleri
• Yarım bardak nutella
• 1 büyük boy yumurta
• 5 kaşık un 
• Yarım bardak iri kıyılmış fındık 


Nutellalı Browni Yapılışı
Nutella ve yumurtayı  çırpın.
Ardından unu ekleyin ve muffin kalıplarınıza yerleştirdiğiniz muffin kağıtlarına 3/4'ü dolacak şekilde harcınızı doldurun.
Tepelerine kıyılmış fındığı serpin. 180 derecede ön ısıtmalı fırında 11-12 dakika pişirin.

***
Not: 
12'li muffin kalıbı kullanabilirsiniz çünkü tam tamına 12 adet browni çıkıyor.
Muffin kalıbım olmadığı için iki-üç muffin kağıdını iç içe koyarak pişirdim:))

Afiyet şeker olsun...



18 Mart 2013

Hobicilik Durumum ve Keçe İsimlik:))


Yaptıklarımı nadiren hemen yayınlayabiliyorum. İşte bu kapı süsü onlardan sadece biri:))
Çok uzun zaman önce planladım, uyguladım, yeni yılda verebildim ve anca yayınlıyorum:) 
Hobi bu demek değil midir? Keyif için yapılandır, mecbur kalmadan yapılandır. 
"Hobi nedir" diye googleda aratınca vikipedi de şöyle açıklıyor. Emeklilik sendromu deyince güldüm birazcık! Ama hiç üstüme alınmadım, hala çalışıyorum neticede:))
Herhangi bir zorunluluk olmadığı için süre problemim yok:))
Ben, keyfim ve kahyası durumu:) Hobicilik durumum:)

İpek, çok sevdiğim arkadaşım Hasibe'nin kızı. Her çocuk gibi O'da pembe rengi çok seviyor. Ama ben o kadar sevmiyorum:)) Onun için değişik renkler kullandım, cıvıl cıvıl olsun istedim. Hem daha pembe olsaydı eminim İpek'te sevmezdi:)
Keçeden kapı süsünü ilk kez deniyordum, bu heyecanla bir süslemişimki sormayın gitsin:))  
Annemin yıllar önce ördüğü minicik oya motiflerini "İ" harfine nokta yaptım, kırpık keçeleri, düğmeleri, renkli pulları, küçücük tül fiyonkları... Elime ne geçerse kullandım. Keçeye herşey yakışıyor bence. 
Keçe çalışırken birsürü küçücük kırpık parçalar kalıyor, onları topluyorum bir yerde. İşte bu gibi süslemelerde çok işime yarıyor.



Makinemi yeni aldığımda başlamıştım, gördüğünüz üzere harfleri keçenin üzerine elle değil makinede dikmiştim. Zigzag. İşimi epey kolaylaştırmıştı:)) Makineyi almasam acaba bir süre daha sadece proje olarak kalacak mıydı bu isimlik merak ediyorum:)) Çünkü işlerimizin en yoğun olduğu dönemde yapmıştım bunu... Uygulama ve karşı tarafa ulaştırma işi biraz uzadı. Onun dışında kısa sürede zevkle tamamlandı:)) 






İpek'in kapısında yerini çoktan aldı bile... 
Güzel günlerde kullan İpekböceğim:)

Bu fotoğrafı Hasibe'nin siesinden aldım, izinsiz:))  Umarım yasal yollara başvurmaz:)



İpek için, halısının deseninden yaptığım yastığı görebilirsiniz. İlginç olmuştu:)

Herkese güzel bir hafta diliyorum. 








4 Mart 2013

Cam Çaydanlık DIY (Kendin Yap)

Ablamın çaydanlığıydı. Her gördüğümde hoşuma giderdi zarif duruşu. 
Balkonda gördüğümde sordum "neden burada"diye. 
Kırılmış uç kısmı. 
Atacaktım sen geldin aklıma. Birşey yapacaksan al, yoksa atacağım, ben atmazsam Yağmur atacak dedi. Yağmur, ablamın kızı, sevgili yeğenim benim.
Hemen aldım. 




Birkaç aydır duruyordu. Ne yapayım, nasıl yapayım diye düşünürken ben, çaydanlık sırasını bekliyordu. Hobi odama almıştım yıkayıp temizleyip. Gözümün önünde olsun diye. Geçen akşam başka birşeyle meşgulken birden aklıma geldi ne yapacağım ve görüldüğü üzere, çok sevdiğim puantiyelerle ve olmazsa olmaz dantellerle süsleyip, kırık uç kısmını,  silikonla doldurdum. sonrada doğal rafya ile sararak kapladım. Uçlarına da boncuklar takarak tamamladım. İçi boş olup durmasın diye de şeker kavanozu olarak kullanmaya başladım. 


Hem işlevsel, hem şirin oldu:)) 

Hepinize güzel bir hafta diliyorum. 
Sevgilerimi gönderiyorum...


1 Mart 2013

Çayım Taze:))

Çayının taze olduğunu iddia eden biriyle görüştüm:))
Birkaç gün önce haberleştiğimiz, birçoğunuzun tanıdığı bir isim. 
"Çayım Taze" blogunun sahibi, sevgili "Heyyfi". 

Hafta sonu yoğun olacağım için üzülüyordum ya görüşemezsem diye ama hiç düşündüğüm gibi olmadı. Hafta başına program yaptık. 
Pazartesi günü (25 Şubat) öğle yemeği saatinde çıktım işyerinden, konakladıkları otelin yakınında bir yer belirledik. Ve görüştük... 

Ne iyi ettimde senin bloğunu takibe aldım, o güzel yazılarını okudum. Gezdim, eğlendim, hüzünlendim bazı yazılarında. Bilmeden yoğunluğunu ısrar ettim daha sık yaz diye:) Artık hiç zorlama yok. Dilediğin zaman yaz. Okurum bıkmadan. Artık biliyorum yetişmekte zorlandığını.

Huzur veren bir yanı var Heyyfi'nin. Çok naif, hoşsohbet, sevgi dolu ve hala aşık eşine:)) 
Neler konuştuk, neler... Bloglardan, gezmelerden, tozmalardan, yapılan işlerden, hayattan kısacası. Güldük bolca:) Çok keyifli saatler geçirdik. 

Beni çok mutlu eden bu güzel hediye de sevgili Heyyfi'den...
Çok teşekkürler, zevkle kullanacağım:))

Seni tanıdığıma çok memnun oldum Heyyfi'cim.

Her daim hazır olan taze çayından içmeye geleceğim:)
Kucak dolusu sevgiler size (H&F)...




26 Şubat 2013

Ece Aymer'li Bir Gün...

Birkaç gün önce görmüştüm Ece Aymer'in blogunda Ahşap ve Dekoratif Boyama Seminer haberini. Aynı hafta hem İstanbul'dan eşimin ailesi gelecek, hem de kim olduğunu daha sonra söyleceğim bir arkadaşım Bursa'da olacaktı. Mutlaka görüşmem geriyordu! :) Bir ara epey tereddüt ettim fakat haberleşip, programımızı kimsenin zor durumda kalamayacağı şekilde yapınca hiçbirşeyi kaçırmadan, güzel bir hafta sonu ve hafta başı geçirdim. Çok yoğun ama bir o kadar da keyifliydi. 
Cuma akşamı gelen aile fertleriyle 04:30'a kadar oturup, 08:30'da uyanarak, onları uyurken bırakıp seminerin verileceği EceAymer Craft Houes'ın Bursa'daki yerine gittim. Çok arzu etmeme rağmen gidememiştim. Çok kolay ve güzel bir yerdeymiş hemen buldum:) İçeri girdiğimde gülen yüzlerle karşılaştım. Ece hanım, Bursa'daki temsilcisi Nagehan hanım'la arama girerek dilek diledi:)

Soldan Sağa: Nagehan Aka - Ece Aymer - Nagehan Öge
Hiç bilmediğimiz tekniklerin olduğunu, daha öğrenilecek çok şey olduğunu ve hamur kabartma tekniğnin Ece Aymer tarafından icat edildiğini öğrendik:) Mutlaka ahşap ve dekoratif boyama kursunu almam gerektiğini anladım. Çünkü güzel işler yapmak istiyorum. 
Mesela o gün benim objemde "bez yuvarlama" tekniği uyguladı Ece Hanım. Hiç duymamıştım, hiç görmemiştim. Bu yöntemle güzel bir doku oluşturma imkanımız oldu.

Hamur yaptık, resimleri yapıştırdık, kestik... Nagehan Hanım'ın kursiyerleri de o gün yardım etmeye gelmişlerdi. Yardımlaşma her anlamda harika. Çok güzel bir ortam... Ama her güzel şey gibi o gün de zaman çok çabuk geçti, benim öğlende oradan ayrılmam gerekiyordu. Malum evde misafirler beni bekler:) Çalışmam henüz tamamlanmamıştı. O şekilde bıraktım, bir tarafını Ece Hanım'la biz tamamlarız, diğer tarafını da birlikte yaparız diyerek beni gönül rahatlığıyla gönderdi sevgili Nagehan Hanım. 






Sevgiyle kalın.




20 Şubat 2013

Beyaz, Çiçekli Yastıklarım...

Onu anladım ki ben en büyük kaynağım annem. 
Şöyle bir bakıyorum da neye elimi attıysam ona gidiyor mevzu. 


Bu döşemelik kumaşı da annem vermişti. Epey fazlaydı. 
Beyaz oluşu ve kumaşın dokusu hoşuma gitmişti. Büyük bir kısmıyla tek kişilik misafir yatağının bazasını kapladım, bazanın üstüne örtü de yaptım. Kalan parçayı da ikiye bölerek yastık yaptım. 



Ve biraz renklerdirdim, keçe çiçeklerle. 




* * *

Ve gecikmiş bir mim...

Bu mim üç ayrı kişiden geldi. 
biraz gecikmeli olarak yanıtlayabildim...

Ne şekilde kitap okursunuz?
Çok fazla kitap okuyamasamda, genellikle yatakta veya kanapede ayaklarımı uzatarak 
kitap okumayı tercih ederim.  Ve bu genellikle gece olur...

* * *


Ben kimseyi mimlemiyorum, dileyen yanıtlayabilir. Sanırım mimler ben de son buluyor:)

Sevgiyle kalın...


16 Şubat 2013

Manevi Değeri Çok Yüksek...

Annemlerdeydi bu etajer. "Annecim ben bunu alıp boyasam olur mu acaba" deyince, "elbette boyayabilirsin, hatta burada boya, bitince alıp götürürsün" dedi. 



Boyalarımı, fırçalarımı, gerekli tüm malzemeleri aldım gittim, zımparaladım birazcık. Birazcık yanlız, gerçekten çok sıkıcıymış. İçim gıcıklandı, tüylerim diken diken oldu. Hiç sevmem birşeyleri birbirine sürtmeyi. Onun için zımparalama faslını kısa kestim:)) Boyama kısmı daha eğlenceliydi.



Metal saplarının bazı kısımları paslanmıştı. Onları pas sökücüyle temizleyip orijinal haliyle kullanmayı düşünüyordum fakat pas sökücü de işe yaramadı. Ben de tümünü kırmızıya boyadım. Böyle daha güzel olduğunu düşünüyorum:)



Boyarken ablamda yardım etmişti. Hatta birinci katı ve çekmecelerin beyazlarını sürdükten sonra, hafta arası annemlere gidip ikinci katı sürmüş:) Yardımlarından dolayı teşekkür ederim Sabiş'im.

Manevi değeri yüksek bir eşya oldu benim için... Paha biçilmez hatta...
Dört buçuk yıl oldu, canım abimi kaybedeli. Onu çok özlüyorum, çok. Tarifi imkansız.
İnsan bir an olsun unutmaz mı? Unutmuyor... Gülüyorsunuz, eğleniyorsunuz, üzülüyorsunuz kısaca hayatı devam ettiriyorsunuz elbette ama her an aklınızda. 

Blogumu görseydi, tüm bunları yaptığımı görseydi çok mutlu olurdu.
İlk evlendiklerinde kullandıkları yatak odası takımının bir parçasıydı bu etajer. 
O sebeptendir ki manevi değeri çok yüksek bu etajerin...
Allah rahmet eylesin. Mekanın cennet olsun canım abim benim... 



Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum.
Sevgiyle kalın...



4 Şubat 2013

Değerlendi ahşaplar, pano oldular...




Yine ne kadar uzun ara olmuş:) Bir daha, yok daha sık yazarım, falan gibi beylik laflar etmeyeceğim. Yapamıyorum işte olmuyor. Sonrada birşey yazacağım zaman utanıyorum:) 
Bir süre önce işyerini başka bir adrese taşıyan arkadaşım, birkaç tane hatalı kesilmiş mdf'yi ayırmış bir kenara, "atamadım, sen geldin aklıma, mutlaka değerlendirirsin" dedi ve verdi. Birkaç gün ben de hiçbirşey yapamadım ama sonrasında herkesin bildiği, internette sık sık karşımıza çıkan dekupaj resimlerinin bazılarında değişik tasarımlar yaptım ve uyguladım. Tabiki süsledim biraz da:) Süs olmazsa olmaz. Ortaya böyle ciciler çıktı. Sevgili Gönül çok beğendi. Ben de mutlu oldum.
Birkaç tane daha var bitmeyi bekliyor. Onlarda sevgililer günü temalı çalışmalar.




Gönül, evde yapıp biryerlere koyamadığım panolarımı toplayıp dükkanına götürüp satıyor bir süredir. Hatta dört tane birden sipariş gelen panoları yayınlamıştım. Henüz yayınlamadığım birkaç tane pano daha var satılan. Yurtdışına bile hediye olarak götürmek için alanlar olmuş. Böyle olunca emeklerimin boşa olmadığını anlıyorum. Keyifle yaptığım çalışmalarımdan bir de kazanç sağlamak hoş bir duygu. Malzeme giderlerimi karşılıyor en azından. Hep söylüyorum en büyük şansım işim. Çok sevdiğim işimden para kazanıyorum yıllardır. Mesleğime aşık biri olarak, şimdi de hobilerimden kazanmanın mutluluğunu yaşıyorum. Herkesin aynı duyguları yaşamasını dilerim. Gönül'e, bana bu konuda ikinci şansı verdiği için teşekkür ederim. Sağol, varol arkadaşım. 




Panoların asma yerlerine yine Gönül'ün verdiği aynalardan kesilmiş olan parçalardan kullandım. Sıradışı oldu...




Sadece panoları değil bu arada iki tane de kumaş ev yaptım. Hep birlikte poz verdiler:)


Sevgiyle kalın...





21 Ocak 2013

Biz Buluşmuştuk!

Haftaya güzel, güneşli bir günle başlamak ne iyi geldi bana. Keyfim yerine geldi. 
Birde boynum tutulmasıydı iyi olacaktı:)

Yeni yıldan birkaç gün önce yoğunluk arasında fırsatını bulup, sevgili Mutlu Eller ve Hobizu'nun da katıldığı kermese gittim. Özellikle o günlerde, iş dışında birşey yapamıyordum, Semi (Mutlu Eller) ve Zuhal (Hobizu) dışında sevgili Smilena ve Kitana'nın Güncesi'ni de görünce iyice keyfim yerine geldi. 


Smilena, Hobizu, Asortik, Kitananın Güncesi, Mutlu Eller...
Lütfen, güzel hamile, sevgili Kitana'nın Güncesi'ne kocaman bir MAŞALLAH alalım:))

Şu fotoğrafı çektirene kadar o kadar zorlandık ki. Çok mu zordu deklanşöre veya tuşa basmak! Ama olsun biz çok eğlendik bu sırada:) Olay oldu günün anısına fotoğraf çektirmemiz, bizede gülmek için malzeme çıktı:)


Hatta biz fotoğraf çektirmekten ümidi kesince kendi kendimize çekmeyi denedik. Sevgili Smilena feda etmiş kendini, ama şu şaşkın fotoğrafa bayıldım:)) 

Şu güzellikler de kermes nimetleri:))



Zuhal'in Pambek markalı ürünleri geniş bir yelpazeyle aramızda. Yeni ürünlerini görmek için bloguna göz atın derim. Ben yeniyıl temalı Noel Baba'yı kaptım:) 
Semi değişik kumaşlar kullanmış. Horuzlu kumaş kullandığı torbayı aldım. Çok kolay olmadı almam "senin makinen var, dikersin sen" diyerek bu güzel torbadan mahrum edecekti beni:) Torbanın içinde ne mi var?? Tabi görmedinizki, ya da ben hiç yayınlamadım ki, "Yoyo"larla dolu torbam:))
Yine Semi'den çok sevdiğim kalp figürü hem de kocaman puantiyeli ve fotoğraf çekerken kitabın arasında unuttuğum kitap ayracım. 
Ne mi okuyorum. İmza: Kızın... 

Kermesin yapıldığı yerde kısa bir sürede olsa birlikte çalışma fırsatı bulduğum sevgili Berna ile de görüşecektim. Fırsatını bulmuşum bir taşla iki kuş vurma niyetindeydim o gün ve öyle oldu. Canım Berna'cım da bana kocaman bir kumaş getirmiş. "Ablacım artık makinen de, var istediğini dikersin" diyerek. Desenini ve kumaşını çok sevdim. Henüz birşey dikemedim ama umarım güzel birşeyler çıkarırım:) Teşekkürler bir kez de buradan Berna'ya...


Fonda kullanılan kumaş Berna'dan...
O kadar iyi gelmiştiki arkadaşlarla bir arada geçen birkaç saat. 
İş, yoğunluk, stress hiçbirşey kalmadı. Kocam bir gülümsemeyle döndüm eve:))



Evet çok ara vererek yazıyorum ama, boş durmuyorum demiştim:))


Elma yapmaya devam...



Paris temalı ahşap panolar...




Güzel bir hafta olsun hepinize...




14 Ocak 2013

Herşey Rengarenk...

Bir gittim, pir gittim buralardan. Yoğunluk, iş, güç derken epey ara verdim. Ara ara bloglara şöyle bir göz atıp, yorum yapıyorum, hepsi bu kadar. 
Yaptıklarımı yayınlamaktan ziyade birşeyler yazmak istiyorum. Bazen bu sebeple bile süre uzayabiliyor.
Yeni yıla nasıl girdiniz?? Dilerim herkes mutlu, sağlıklı ve keyifle girmiştir ve o şekilde devam ediyordur günlerine.
Biz de keyifle girdik ve şimdilik güzel geçiyor günlerimiz. Hep böyle olsun...

Herşey rengarenk...
Yeni yıl için İstanbul'da yaşayan eşimin ailesine hediyelerimizi gönderirken son anda paketin içine atmayı akıl edebildiğim elmalarımı görün istedim bugün. Kumaş ve keçe kullanarak yaptığım elmalarıma arkadan mıktanıs takıp, buzdolabı süsü olarak kullanılabilir şekilde hazırladım. Süsledim, püsledim şirin oldular. Kayınvalidem de çok beğenmiş. Ben de mutlu oldum. Keyifli günlerde kullansınlar...



Madem uzun zamandır birşey yazmıyorum, hazır başlamışken devam edeyim.
Bu biberleri görünce çok sevdim. Yeşilinden birkaç tane, truncu, kırmızı ve sarıdan birer tane aldım. 
Şu güzelliğe bakar mısınız lütfen: :)


Pişirmem, hele afiyetle tüketmemiz hiç uzun sürmedi:)






Şimdilik bu kadar, umarım bir daha böyle uzun bir ara olmayacak. Sık, sık blogumla ilgileneceğim ve bloglarınızla tabiki...

Bir sonraki yayınım bir "kermes ziyareti" olacak:)

Herkese kucak dolusu sevgiler...